Deneyimli turizmci Ergun Güvenç, kaleme aldığı yazıda şunları söyledi.
“Özellikle zengin krallıkların, dükalıkların, derebeyliklerin, zengin kilise organizasyonlarının kendi dönemlerinde Avrupa’da yapılan ve daha sonraları işlevsiz hale gelen sarayların, şatoların, kalelerin, manastırların geçmişi korunarak restore edilip turizmin hizmetine otel olarak sunulması, İtalya’da, İspanya’da, Belçika’da, Almanya’da, Avusturya ve Macaristan’da başarıyla uygulanmış olan bir model. Bu bağlamda en güzel örnek İspanya’da yaşanmıştır. 17. Yüzyıldan 19. Yüzyıla kadar inşa edilmiş bu tür yapıların restore edilerek Parador Oteller Zinciri ismi altında işletmeye açılması bu uygulamanın en güzel örneklerinden biridir. Bugün Avrupa’nın en pahalı, en gözde otelleri arasında yer almaktadırlar (Nur Çintay: Tarih kokan şato oteller).
İspanya’daki Paradores programından esinlenerek Anadolu’da sayıları bir hayli yüksek olan Kervansaraylarımız ve benzeri yapılarımızın restore edilerek, büyüklüğüne ve lokasyonuna bağlı olarak, otel, restoran veya uğrak yeri olarak tarih kokan mekanlar ismi altında (Nur Çintay) turizmin hizmetine açılmasını planladık. Bu program dahilinde tüm Anadolu ve Rumeli’deki uygun yapıları tespit ettik ve bunları özgün mimarı konularında tanınmış bir İngiliz uzman mimarlık ofisinin görevlisi ile ziyaret ederek ilk envanter ve uygunluk tespitimizi yaptık. Bu çalışma bugün İngilizce bir kitap halinde mevcuttur. Akabinde aynı firmaya bir fizibilite / ön yatırım çalışması yaptırdık. Bu çalışmalarda tüm detayları İngiliz şirkete araştırarak biz verdik. Bu veriler ışığında Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne projemizi sunduk.
Körfez Krizi ile birlikte projeye ara vermek daha sonra da projeyi tasfiye etmek mecburiyetinde kaldık. Bu proje bugün de güncelliğini korumaktadır, yeniden vizyon gücü ve mali gücü yüksek bir yatırımcı ile hayata geçirilebilir. Yeni yatırımcıya bol şanslar.”