2025’in ilk dört ayında KKTC’ye gelen yolcu sayısı geriledi. Geçen yılın aynı dönemine göre toplamda 26.142 kişilik düşüş yaşanırken, otellerdeki geceleme sayısı da 27.545 azaldı. Avrupalı turistler tercihini Güney Kıbrıs’tan yana kullandı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) turizm alarm veriyor. 2025 Ocak-Nisan dönemine ait resmi verilere göre, ülkeye gelen yolcu sayısında gerileme yaşandı. Bu yılın ilk dört ayında KKTC’ye gelen toplam yolcu sayısı 720.190 olurken, bunun 619.601’i Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Geriye kalan 100.589 kişi ise yabancı uyruklular. Buna karşın Güney Kıbrıs’ı aynı dönemde 748.814 kişi ziyaret etti. Üstelik bu sayının sadece 16.354’ü Yunan vatandaşı.
KKTC’de tek artı yazan kalem yine Türkiye vatandaşlarının gelişi oldu. Ancak bu alanda da tablo sınırlı bir başarıyı işaret ediyor. 619.601 kişiden sadece 325.081’i otellerde konakladı. Bu da gelenlerin yaklaşık yarısının günübirlik giriş yaptığını gösteriyor.
AVRUPALI TURİSTLER GÜNEY’E GİTTİ
Güney Kıbrıs, 2025’in ilk dört ayında İngiltere’den 151.883, İsrail’den 63.474, Almanya’dan 29.613, Polonya’dan 29.000 turist ağırladı. Aynı dönemde KKTC’ye gelen İngiliz turist sayısı sadece 6.952. Bu, İngiltere pazarının neredeyse tamamının kaybedildiğini ortaya koyuyor.
Turizmci Mustafa Şoföroğlu, gelinen noktayı şöyle değerlendirdi:
“Avrupa pazarını tamamen kaybettik. Yatak kapasitemiz var ama pazarlamamız yok. Gelen turistin cebindeki paraya değil, pasaportuna bakmaya devam edersek bu tablo daha da kötüleşir. Tanıtım yok, ulaşım pahalı, hizmet kalitesi düşük. Sadece Türkiye’ye güvenerek bu sektörü büyütemeyiz. Turizm ciddi planlama ve vizyon ister; ama bu ülkeyi yönetenlerde ne vizyon var ne de plan.”
KARASINIR GEÇİŞLERİNDE DE DÜŞÜŞ
2024 yılına göre karasınır kapılarından KKTC’ye giriş yapan yabancı sayısında da gerileme yaşandı. 2024’ün ilk dört ayında 1.491.710 kişi geçiş yaparken, bu sayı 2025’te 1.336.344’e düştü. Bu da sınır kapılarından gelen turist sayısında %10’un üzerinde bir kayıp anlamına geliyor.
Turizm camiası, bu gidişatın sürdürülebilir olmadığını vurgularken, uzmanlar ise “çözüm var ama siyasi irade yok” mesajını veriyor.