Regnum Banya Thermal Hotel Otel Müdürü Milena Nikolova ile Özel Röportaj `Bu Proje Sadece Bir İş Değil. Bu Bir Misyon. Bu Benim Evim.`
Bulgaristan’ın eşsiz termal kaynaklarıyla öne çıkan Banya köyünde, lüks termal turizmin yeni adresi olan Regnum Banya Thermal Hotel, yalnızca bir tatil noktası olmanın ötesine geçerek, misafirlerine bütüncül bir wellness deneyimi sunuyor. Otelin vizyonunu, termal turizme yaklaşımını ve arkasındaki duygusal bağı, Otel Müdür Milena Nikolova ile gerçekleştirdiğimiz bu özel söyleşide derinlemesine keşfediyoruz.
Regnum Banya Thermal Hotel’in bölgenin termal potansiyelini değerlendirme hedefi nedir? Açılışınızdan bu yana termal turizme bakış açısında nasıl bir değişim gözlemliyorsunuz?
Bizim en büyük hedefimiz, Banya köyünün doğal termal zenginliğini yalnızca geleneksel bir spa anlayışıyla değil, bütüncül bir wellness deneyimi ile sunmak. Mineralli suyu sağlıklı ve bilinçli bir yaşamın temeli olarak görüyoruz ve bunu misafirlerimizle paylaşmak istiyoruz.
Açıldığımızdan bu yana insanların beklentilerinde gözle görülür bir değişim var. Sadece tedavi değil, aynı zamanda ruhsal ve zihinsel dinginlik arıyorlar. Biz de Regnum Banya Thermal Hotel olarak bu derin ihtiyaca cevap veriyoruz.
Regnum markasının lüks termal turizm segmentindeki bu ilk adımıyla misafirlerinize nasıl benzersiz bir deneyim sunuyorsunuz?
Misafirlerimiz buraya adım attıkları anda buranın farklı olduğunu hissediyorlar. Modern, huzur odaklı tasarımımız ve her bir çalışanımızın içten yaklaşımı ile kendilerini evlerinde gibi hissetmeleri için tüm detayları düşündük.
Yeni bir ürün olarak sürekli gelişiyoruz. Dinlediğiniz müzikten havluların dokusuna kadar her unsur, misafirimizin konforunu artırmak için özenle seçildi. Bu proje benim için bir işten çok daha fazlası – bir amaç, bir yaşam biçimi ve bir yuva.
Mimari ve hizmet konseptinizde modernliği ve yerel özgünlüğü nasıl birleştiriyorsunuz?
Mimari anlayışımız sade, doğal ve ferah. Doğal malzemeler, yumuşak renk tonları ve açık alanlar misafirlerimize hem fiziksel hem ruhsal bir hafiflik sunuyor.
Aynı zamanda yerel kültürü de koruyoruz. Mutfakta geleneksel lezzetler, misafirperverlikte ise yöresel sıcaklık hâkim. Hizmet anlayışımız profesyonellik kadar insani dokunuşu da içeriyor. Lüksü ve otantizmi bir arada sunan bir yaklaşım benimsiyoruz.
İlk misafirlerinizden aldığınız geri bildirimlerde sizi en çok etkileyen ne oldu?
Misafirlerimizin “Kendimi evimde gibi hissettim” ya da “Uzun zamandır ilk defa gerçek anlamda dinlendim” demeleri bizim için en büyük motivasyon kaynağı.
Her yorumu titizlikle değerlendiriyoruz. Misafirlerimizden gelen öneriler, sunduğumuz hizmeti sürekli geliştirmemizi sağlıyor. Onların deneyimi, bizim gelişimimizin aynası.
Sunmuş olduğunuz wellness hizmetlerinin, misafirlerinizin yaşam tarzında bir değişim yaratabileceğine inanıyor musunuz?
Kesinlikle. Bizim vizyonumuz, kendine özen göstermenin bir lüks değil, yaşamın bir parçası olduğunu göstermek. Termal banyolar, spa terapileri, sağlıklı beslenme ve sessizlik… Tüm bunlar bir değişimi tetikliyor.
Misafirlerimizin sadece konaklamalarını değil, yaşamlarını da olumlu yönde etkilemek istiyoruz. Otelimizden daha huzurlu, daha dengeli ayrılan her misafir, bizim için başarının tanımıdır.
Termal turizmin sürdürülebilirliğe katkısı büyük. Bu konuda nasıl bir yol izliyorsunuz?
Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel değil, sosyal ve duygusal bir sorumluluk olarak görüyoruz. Yıl boyunca aktif, doğaya uyumlu bir model geliştiriyoruz. Tematik hafta sonları, inzivalar ve özel wellness programlarıyla sezon dışı dönemlerde de değer yaratıyoruz.
Ayrıca yerel üreticilerle çalışıyor, enerji verimliliğine önem veriyor ve çalışanlarımıza sürekli eğitim imkânı sunuyoruz. Her alanda sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket ediyoruz.
Bu önemli projeyi yöneten bir kadın olarak, bu rol size neler hissettiriyor? Kadın liderliğin bu alandaki yeri sizce nedir?
Kadın bir lider olarak, liderliği şefkat, kararlılık ve yürekle yürütmenin değerine inanıyorum. Bu oteli sadece yönettiğim bir iş olarak değil, bir misyon olarak görüyorum. Regnum Banya benim evim, ruhumun bir parçası.
Kadın liderlik; empati, yumuşaklık ve dikkat getiriyor. Bu da hem ekip yönetiminde hem misafir ilişkilerinde fark yaratıyor. Başarının yalnızca sayılarda değil, insani değerlerde yattığına inanıyorum ve bu inanç her detayımıza yansıyor.
